Hukuk’ta baraja takılmayın
Milyonlarca üniversite adayı için kritik bekleyiş başladı. YKS sonuçları 18 Temmuz’da açıklanacak.
23-29 temmuz tarihleri arasında tercihlerini yapacak adaylar, 13-23 Ağustos tarihlerinde de üniversitelere kayıtlarını yaptıracak. Bu yıl 1 milyon 7 bin 191 aday üniversiteli olacak.
Peki Hukuk Fakültesi kontenjanlarında nasıl bir değişim var, hukuk tercih edecek adaylar bu yıl hangi konuda avantajlı, hangi noktalarda dezavantajlı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Yargı Reformu Stratejisi’ çerçevesinde açıkladığı 100 bin barajı ne zaman uygulanacak? Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Profesör Dr Yusuf Aksar, Habertürk’te yayınlanan, Dr. Görkem İldaş’ın hazırlayıp sunduğu Yolun Başındayken programında tüm bu sorulara yanıt verdi.
‘YÜZ BİN BARAJI BU YIL UYGULANMAZ’
Hukuk Fakültelerine 100 bin barajının ilk kez ‘Yargı Reformu Strateji Paketi’ ile birlikte açıklandığını ve hukuk fakültelerinin 5 yıl olması konusundaki çalışmaları hatırlatan Aksar, ‘Bu sene yüz bin barajının uygulanacağını düşünmüyorum’ dedi. İldaş’ın sorularını yanıtlayan Aksar, bu yıl da yine 190 bin barajının uygulanacağını düşündüğünü söyledi.
Okuduğunuzu anlayabilmeli, metinleri yorumlayabilmelisiniz çünkü hukuk zaten yorumlamadır. Biz hukukçu olmayı düşünen öğrenci arkadaşlarımıza hukuk fakültelerinde hukuk metinlerini yorumlamayı öğretiyoruz. Matematik ve mantık anlamında muhakeme yeteneği olmayan, analitik düşünemeyen bir kişinin başarılı olma ihtimali yok’
Biz hukukla ilgili herhangi bir olayı anlatırken öğrenciye mutlaka iki veya üç bakış açısını veriyoruz davacı ve davalı taraf, yargıç, savcılık makamı ve mağdur tarafı olmalı. Elbette bunların her birinin bir olaya bakış açısı çok farklı. Önemli olan teori ile uygulamayı birlikte vermek.
Aynı zamanda Uluslararası Ceza Mahkemeleri Rezidüel Mekanizması (UCMRM) hakimi de olan Aksar, ‘Hukuk doğası gereği hep yerel olarak düşünüldü ama gelinen nokta itibariyle artık uluslararası düzeyde kurum ve kuruluşlarla da iç içeyiz. Dolayısıyla biz bugün internet üzerinden alışveriş yaptığımızda, uluslararası bir sözleşme yapıyoruz aslında’ dedi.
Uluslararası düzeyde gerçekleşen yarışmaları da hatırlatan Aksar, ‘Özellikle Hollanda’daki uluslararası yargı kuruluşlarında, Uluslararası Adalet Divanında, Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde gönderdiğimiz takım arkadaşlarımız hem İngilizce eğitimin faydasını görüyorlar, hem de dünyadaki diğer öğrenci arkadaşlarla beraber aynı dili konuşmanın mutluluğunu yaşıyorlar’ diye konuştu.
Hukuk Fakültelerine 100 bin barajının ilk kez ‘Yargı Reformu Strateji Paketi’ ile birlikte açıklandığını ve hukuk fakültelerinin 5 yıl olması konusundaki çalışmaları hatırlatan Aksar, ‘Bu sene yüz bin barajının uygulanacağını düşünmüyorum’ dedi. İldaş’ın sorularını yanıtlayan Aksar, bu yıl da yine 190 bin barajının uygulanacağını düşündüğünü söyledi.
HUKUKTA BARAJA GEREK YOK ÇÜNKÜ…
‘Baraj ile ilgili olarak da şunu söylemekte fayda var. Yargı Reformu Strateji Paketi ile birlikte hukuk fakültelerinin 5 yıl olması ve sınav mekanizmaların da getirilmesi söz konusuysa bence yüz bin barajına gerek yok’ diyen Aksar, öğrencilerin hukuk diplomasını aldıktan sonra gireceği ‘mesleki yeterlilik sınavı’na dikkat çekti. ‘Hukuk mezunları zaten o sınavda test edilecekler. Bence bu barajların hiçbir anlamı yok’ diye konuştu.HUKUKÇU DEDİĞİN…
Peki kimler hukukçu olabilir, hangi kişisel bilgi ve becerilere sahip olanlar hukuk fakültelerini tercih etmeli? Aksar’a göre metinleri yorumlayabilme becerisi olmazsa olmaz. ‘Okuduğunu anlayabilmek çok önemli. Bunun yanı sıra hem Türkçe hem İngilizce bilgisi gerekiyor.Okuduğunuzu anlayabilmeli, metinleri yorumlayabilmelisiniz çünkü hukuk zaten yorumlamadır. Biz hukukçu olmayı düşünen öğrenci arkadaşlarımıza hukuk fakültelerinde hukuk metinlerini yorumlamayı öğretiyoruz. Matematik ve mantık anlamında muhakeme yeteneği olmayan, analitik düşünemeyen bir kişinin başarılı olma ihtimali yok’
HUKUKTA EZBER GEREKLİ Mİ?
Hukukçulara en çok sorulan soru şu: Kalın kitapları ve tüm kanun maddelerini nasıl ezberliyorsunuz? Prof. Aksar’a göre hukukta ezbere yer yok. Aksar, ‘Hukuk kitaplarının kalın olması onların ezberlenmesi amacıyla değil.Biz hukukla ilgili herhangi bir olayı anlatırken öğrenciye mutlaka iki veya üç bakış açısını veriyoruz davacı ve davalı taraf, yargıç, savcılık makamı ve mağdur tarafı olmalı. Elbette bunların her birinin bir olaya bakış açısı çok farklı. Önemli olan teori ile uygulamayı birlikte vermek.
HUKUKTA İNGİLİZCE OLMAZSA OLMAZ
Günümüz dünyasında pek çok meslekte olduğu gibi hukukta da ulusal sınırların kalktığını söyleyen Aksar, yabancı dilin özellikle de ingilizcenin öneminin altını çizdi.Aynı zamanda Uluslararası Ceza Mahkemeleri Rezidüel Mekanizması (UCMRM) hakimi de olan Aksar, ‘Hukuk doğası gereği hep yerel olarak düşünüldü ama gelinen nokta itibariyle artık uluslararası düzeyde kurum ve kuruluşlarla da iç içeyiz. Dolayısıyla biz bugün internet üzerinden alışveriş yaptığımızda, uluslararası bir sözleşme yapıyoruz aslında’ dedi.
Uluslararası düzeyde gerçekleşen yarışmaları da hatırlatan Aksar, ‘Özellikle Hollanda’daki uluslararası yargı kuruluşlarında, Uluslararası Adalet Divanında, Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde gönderdiğimiz takım arkadaşlarımız hem İngilizce eğitimin faydasını görüyorlar, hem de dünyadaki diğer öğrenci arkadaşlarla beraber aynı dili konuşmanın mutluluğunu yaşıyorlar’ diye konuştu.
‘ULUSLARASI HUKUKTA YETERSİZ KALDIK’
Bilişim, internet, spor, uluslararası yatırım, ticaret, insan hakları, uluslararası ceza hukuku gibi pek çok uluslararası hukuk alanında yabancı dil eksikliğinden dolayı biraz yetersiz kaldığımızı söyleyen Aksar’a göre uluslararası düzeyde boy gösteren hukukçularımızın daha çok olması için bu eksikliğin ingilizce eğitimiyle kapatılması şart.
Post a Comment