Çocuklara erken yaştan itibaren dijital okuryazarlık kazandırılmalı

Sosyal mecralarda doğru bilgiye olduğu kadar yanlış bilgiye ulaşmak da çok kolay. Dijital okuryazarlık günümüzde giderek daha da önem kazanıyor. 
 

“Dijital okuryazarlık, metin okuryazarlığının ötesinde, dijital ortamda bilgiyi anlama ve kullanabilme yeteneğidir” diyen İstinye Üniversitesi (İSÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aybike Serttaş, dijital okuryazarlığın öneminden bahsederken, bunu geliştirmek için yapılabilecekler konusunda da önerilerde bulundu. 


 
 Günümüzde birçok konuyu, haberi sosyal mecralardan öğreniyor, takip ediyoruz. Ancak doğru bilgiler olduğu kadar yanlış ve yalan bilgiler de sosyal mecralarda çok fazla. Bu durumda dijital okuryazar olmak ve medya okuryazarlığını bilmek büyük önem kazanıyor. 
 
İstinye Üniversitesi (İSÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aybike Serttaş, günümüzde dijital okuryazar olmanın neden önemli olduğundan bahsederken bu konuda yapılabileceklerle ilgili öneriler verdi.
 
“Dijital ortamda bilgiyi anlamak ve kullanabilme yeteneğidir” 
 
İstinye Üniversitesi (İSÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aybike Serttaş, dijital okuryazarlığın neden önemli olduğunu şu sözlerle anlattı:
 
 “Dijital okuryazarlık, bireylerin dijital teknolojileri etkin bir şekilde kullanabilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Bu yetenek çok aşamalıdır, içerisinde bilgiyi aramak, değerlendirmek, üretmek ve paylaşmak vardır. 
 
Bu anlamda dijital okuryazarlık, metin okuryazarlığının ötesinde, dijital ortamda bilgiyi anlamak ve kullanabilme yeteneğidir. 
 
Dijital okuryazarlık, bireylerin teknolojiyi ve dijital medyayı eleştirel bir şekilde analiz edebilme becerisini de kapsar. Bütün bunlar, günümüz dünyasında büyük bir önem taşır çünkü hepimizin bildiği ve deneyimlediği gibi dijital bilgi ve iletişim araçları, gündelik yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Dijital okuryazarlık önemli ve gereklidir. 
 
Çünkü bireylerin sosyal, ekonomik ve kültürel fırsatlara erişimini sağlar ve bilgi toplumunda etkin bir şekilde yer alabilmeleri için mecra sunar.” 
 
“Bilgi okuryazarlığı becerilerini geliştirmek dijital okuryazarlığın önemli bir parçasıdır” 
 
“Dijital okuryazarlığı geliştirmek için çeşitli stratejiler ve yöntemler mevcut” diyen Prof. Dr. Serttaş, sözlerine şöyle devam etti: “İlk olarak, temel dijital becerilerin öğretimi önemlidir. Bu beceriler, bilgisayar kullanımı, internet tarayıcılarının etkin kullanımı ve çevrimiçi güvenlik gibi konuları içerir. 
 
Bilgi okuryazarlığı becerilerini geliştirmek, yani bilgiye erişim, değerlendirme ve entegrasyon becerilerini kazanmak, dijital okuryazarlığın önemli bir parçasıdır. Dijital okuryazarlığın temelinde iki konu vardır: Eleştirel düşünme ve medya okuryazarlığı. 
 
Eleştirel düşünme, bireylerin dijital içerikleri analiz edebilme ve değerlendirme yeteneklerini artırır. Medya okuryazarlığı ise medya içeriklerinin çeşitli formatlarını ve türlerini anlamayı, bunları eleştirel bir gözle incelemeyi ve medya ile ilgili bilgi ve içerikleri etkili bir şekilde üretmeyi içerir. 
 
Dijital okuryazarlık becerisi, medya okuryazarlığı becerisinden ayrı düşünülemez. Medya okuryazarlığı, bireylerin medya ve iletişim araçları aracılığıyla bilgiye erişimlerini ve bu bilgiyi kullanma becerilerini artırır ve birkaç temel bileşenden oluşur. 
 
Bunlar, ‘medya içeriklerini anlama’, ‘eleştirel analiz ve değerlendirme’ ve ‘medya üretimi’. Dikkat ederseniz hem medya okuryazarlığı hem dijital okuryazarlık içerisinde sadece kod açımlamak, mesajları çözümlemek değil aynı zamanda içerik üretimi de vardır. 
 
Bu da izleyici, okuyucu, dinleyici kısacası kullanıcıları aktif ve sorumlu hale getirir. Bu açıdan düşündüğümüzde dijital okuryazarlığın geleneksel medya okuryazarlığından ne şekilde ayrıldığını da görebiliriz.”
 
“Dijital okuryazar olmamak sosyal ve ekonomik sorunlara yol açabilir” 
 
Dijital okuryazar olmamanın bireylerin bilgiye erişim, değerlendirme ve kullanma becerilerini sınırlayabileceğine ve bu durumun çeşitli sosyal ve ekonomik sorunlara dahi yol açabileceğine dikkat çeken Serttaş, “Beceri eksikliği, dijital ayrımcılığa ve sosyal dışlanmaya neden olabilir. 
 
Çünkü dijital teknolojilere erişim ve kullanma becerisi, modern iş gücü piyasasında temel bir gereklilik haline gelmiştir. Diğer bir önemli sorun dijital bilgi kirliliğidir. 
 
Dijital bilgi kirliliği ve yanlış bilgilerin yayılması, dijital okuryazarlığı zayıf olan bireylerin yanıltılmalarına ve yanlış kararlar almalarına neden olabilir” dedi. “Çocuklara bilgisayar becerileri ve internet güvenliği hakkında eğitim verilmeli”  
 
Çocuklara bu becerinin nasıl kazandırılacağıyla ilgili açıklamalarda bulunan Serttaş, şöyle konuştu: 
“Çocuklara dijital okuryazarlık kazandırmak, erken yaşta başlamalıdır ve çeşitli eğitim stratejileri gerektirir. Ailelerin bu süreçte aktif rol oynamaları, çocukların dijital okuryazarlıklarını destekleyen ev içi uygulamalar ve rehberlik ile sağlanabilir. Bu eğitim sadece ailede verilen eğitimle sınırlı olamaz, okulların müfredatları özenli bir şekilde şekillendirilmelidir.
 
 İlk olarak, çocuklara temel bilgisayar becerileri ve internet güvenliği hakkında eğitim verilmelidir. Bilgiye erişim, değerlendirme ve paylaşım konularında rehberlik yapılmalıdır. Dijital medya ve teknolojilerin etik kullanımı üzerine eğitim verilmesi de önemli ve ihmal edilen bir konudur. 
 
Eğitimciler, çocukların eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek ve dijital medyayı anlamalarına yardımcı olmak için aktif öğrenme yöntemlerini kullanabilirler. Grup tartışmaları, proje tabanlı öğrenme ve problem çözme etkinlikleri, çocukların dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.”  
 
İstinye Üniversitesi hakkında: 
İstinye Üniversitesi, "Liv Hospital", "Medical Park" ve "VM Medical Park" olmak üzere üç ayrı hastane markasını tek çatı altında buluşturan ve sağlık sektöründe 25 yılı aşan bilgi, birikim ve yatırımları olan MLP CARE Grubu'nun desteğiyle 21. Yüzyıl Anadolu Vakfı tarafından 2015 yılında kuruldu. 
 
Odak noktasında yapay zekâ ve dijitalleşmenin yer aldığı üniversite, güçlü akademik kadrosuyla, eğitim ve araştırma performansıyla ve her alandaki AR-GE çalışmalarıyla çağımızın bilgisinin üretilmesine katkıda bulunuyor. 
 
Öğrencilerini bilimin gücüne güvenen, eleştirel düşünebilen, insani ve etik değerlere sahip bireyler olarak yetiştiren İstinye Üniversitesi, sadece teorik bilgiyi odağına almıyor öğrencilerini bilgilerini pratikte de kullanabilecekleri uygulama alanlarına yönlendiriyor. 
 
Bünyesinde dokuz fakülte ve iki meslek yüksekokulu yanında lisansüstü eğitim enstitüsü bulunduran üniversite; edebiyattan sanata, sağlıktan mühendisliğe kadar birçok farklı alanda yetkin bireyler yetiştiriyor. 
 
Üniversite eğitim, araştırma, yenilik ve teknoloji geliştirmede mükemmeliyeti hedefleyerek dünyanın öncü üniversitelerinden biri olmayı amaçlıyor. İstinye Üniversite’nin ana hedeflerinden bir tanesi ise yerel ve evrensel sorunlara çözümler geliştirerek toplumun gelişimine katkıda bulunmak.

Hiç yorum yok


Blogger tarafından desteklenmektedir.