Bulgurcu Vakfı, kadın mühendislik öğrencilerini sektörle buluşturuyor
Kadın mühendis adaylarının eğitimlerini destekleyerek, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamak için faaliyetlerini yürüten Bulgurcu Vakfı, Türkiye’nin “saha dışı yapı üretimi/ modüler inşaat” alanının öncülerinden Consera’ya ziyarette bulundu.
Mühendislik okuyan kız öğrencileri Consera’nın Zekeriyaköy’de hayata geçirdiği çelik yapı kentsel dönüşüm projesi Kuzeybükü şantiyesini gezerek, projeyi yerinde inceledi ve çelik yapılar hakkında bilgiler edindi.
Günümüzde ve gelecekte daha fazla kadın mühendisin yetişmesine yönelik bir misyonla yola çıkan Bulgurcu Vakfı, kadın mühendislerin sayısının artmasına ve güçlenmesine katkı sağlayacak adımlar atmaya devam ediyor.
Bu kapsamda mühendislik okuyan kız öğrencileri teknik geziler aracılığıyla sektörle buluşturan Vakıf, çelik yapı sektörünün lider firmalarından Consera’ya ziyarette bulundu.
Türkiye’nin ilk hafif çelik fabrikası Akkon Çelik’i bünyesinde barındıran ve depreme karşı güvenli yapılar inşa eden Consera’nın Zekeriyaköy’de bulunan Kuzeybükü şantiyesini gezen altı kız mühendislik öğrencisi, proje ve çelik yapılar hakkında bilgiler edindi.
Yaklaşık 9.500 metrekare arsa alanı, 12 bin metrekareden fazla inşaat alanı olan ve 7 blok 42 müstakil sıra evden oluşan projenin Baş Mühendisi Nurettin Hasan Yel, öğrencilere projenin mühendislik tasarımını ve yapım aşamalarını anlattı.
Elektrik- elektronik, endüstri, malzeme, yapay zekâ mühendisliği gibi mühendisliğin farklı disiplinlerinde okuyan öğrencilerin her biri, projenin kendi alanlarını kapsayan kısımları hakkında detaylı sorular yöneltti.
Proje tasarımının günlük yaşantıyla kesişen yönlerini hızlıca fark eden kız mühendislik öğrencileri, fikir yürüterek paylaşımda bulundular.
Teğet Mimarlık tarafından çevreye dost ve sürdürülebilir şekilde tasarlanan projenin ve çelik yapıların güvenilirliğiyle ilgili detaylı sunumu izleyen öğrenciler arasında bulunan Kahramanmaraşlı depremzede öğrenci ise projeyi deprem özelinde değerlendirdi.
Proje inşaatını gezen mühendislik öğrencileri, konut alanında çelik taşıyıcı yapıya sahip bölgenin ilk kentsel dönüşüm projesini yerinde inceleme fırsatı yakaladı.
Türkiye’nin deprem bölgesinde olmasına rağmen konutların yalnızca yüzde 1 ile 1,5 kadarının çelik yapılardan oluştuğunu aktaran Consera yetkilileri, Amerika ve İngiltere’de yapıların yaklaşık yüzde 50’si, Almanya ve Fransa’da yüzde 30’u, İran’da ise yüzde 50’sinden fazlasının çelik taşıyıcı sistemle inşa edildiği bilgisini verdi.
Neden çelik taşıyıcı yapılar?
Araştırmalara göre, yapısal çelik yapılar, geleneksel yapılara göre, 7 ile 10 kat daha hafif. Bu da onların deprem kuvvetine daha az maruz kalmasına neden oluyor ve depreme daha dirençli hale getiriyor.
Aynı zamanda sürdürülebilir olan çelik taşıyıcılı yapılar, endüstriyel ortamda yüzde 100 denetimle üretildiklerinden insan hatalarına karşı çok daha fazla güvenilirler. Fabrikalarda, iklim koşullarından bağımsız üretildiklerinden 2-3 kat daha hızlı inşa edilebiliyorlar.
Böylece yapının tamamlanma süresi geleneksel yapılara göre en az yüzde 50 daha az zaman alıyor. Enerji tasarruflu yapılar inşa etmek çok daha mümkün ve ekonomik.
Ayrıca çelik ve geleneksel yapıların maliyetleri kâğıt üstünde aynı olsa da yapısal çelik yapılar, zaman ve kazanılan alanlardan dolayı her zaman daha ekonomik oluyor. Özellikle tekrarlı projelerde bu ekonomiklik çok daha artıyor.
Yapısal çelik binalar, hızlı inşa edilebilmeleri nedeniyle kentsel dönüşüm için de önemli bir alternatif. Sadece konutlarda değil hastane, yurt gibi acil ihtiyaç projelerinin hızlı ve güvenli şekilde hayata geçmesini sağlıyorlar.
Post a Comment